Harun Reşit ile kardeşi Behlül Dâne hazretleri arasında zaman zaman tatlı tatlı çekişmeler olur ve birbirlerine ikaz ve tembihlerde bulunurlardı. Harun Reşit kardeşinin daha fazla dünya işlerine önem vermesini isterken, Behlül Dâne hazretleri de ağabeyine ebedi hayat olan ahirete yönelmesini, dünyanın fani lezzetlerinde kaybolmamasını tavsiye ederdi.

Bir gün Behlül Dâne hazretleri kaylule uykusuna yatar ve rüya görür.

Rüyasında bir memleketin sultanı olduğunu, emri altında askerlerinin, kölelerinin, hizmetçilerinin var olduğunu görür. Tam bu esnada Halife Harun’un Askerleri gelip Behlûl Dâne hazretleri’ni uykusundan uyandırıp, kendisini halifenin çağırdığını söylerler.

uykusunun yarıda kesilmesine sinirlenen Behlûl Dâne hazretleri  o sinirle halifenin huzuruna çıkar. Halife daha önce hiç görmediği şekilde gazabı görünce: “Hayrola Behlül seni bukadar kızdıran şey nedir?” Diye sorar. Behlûl dâne:

“Görüyor  musun askerlerin beni uykumdan ettiler.” deyince, Halife:

“İnsan bir uykusu sebebi ile halifenin karşısına bu şekil kızgın çıkar mı?” diye sorar.Behlûl dâne:

“Benim uykum sıradan bir uyku değildi. Bilâkis rüyamda sultan gördüğümü görmüştüm.” deyince, halife kahkahalarla gülerek:

Ilahi Behlûl nasıl saltanat ki, gözünü açınca elden çıkıverdi. şimdi sen bu saltanatı kaybettiğinemi üzülüyorsun?” diyince, Behlûl dâne hazretleri:

“Ey Harun! Benim saltanatın gözümü açınca bitti, seninki de gözünü yumunca bitecek. Öyle ise sen de bu dünya saltanatına fazla güvenmeden ebedi hayatını kazanmaya bak.” diyerek halifeye gerçek bir ders vermiş olur.

Images 1

 

https://www.hirafm.net/wp-content/uploads/2021/04/ennur.jpeghttps://www.hirafm.net/wp-content/uploads/2021/04/ennur.jpegSamyeLi SamyeLiGenel
Harun Reşit ile kardeşi Behlül Dâne hazretleri arasında zaman zaman tatlı tatlı çekişmeler olur ve birbirlerine ikaz ve tembihlerde bulunurlardı. Harun Reşit kardeşinin daha fazla dünya işlerine önem vermesini isterken, Behlül Dâne hazretleri de ağabeyine ebedi hayat olan ahirete yönelmesini, dünyanın fani lezzetlerinde kaybolmamasını tavsiye ederdi. Bir gün Behlül Dâne...